Yeni açıklanan Beyaz Saray bütçesi uzay ajansının Dünya bilimleri programında, ana uyduların iptallerini de içeren kesintiler öngörüyor.
Yazarlar Nadia Drake
Michael Greshko
Yarım asırdan uzun bir süredir, NASA güneş sisteminin en karmaşık gezegenlerinden biri olan Dünya’ya dair yeni harikalar ortaya çıkarıyor. Roket yapmak ve uydu fırlatmak konusundaki mükemmel becerilerini kullanan uzay ajansı, evimiz olan gezegene düzenli bir şekilde göz kulak oldu ve okyanuslar, hava ve iklim sistemleri konusunda anlayışımızı ilerletti.
Ama bu önemli servis, A.B.D. Başkanı Donald Trump’ın açıkladığı 2018 yılı federal bütçe tasarısı ile ciddi bir darbe aldı.
NASA için talep edilen - kongre tarafından hala onaylanması gereken - 19 milyar dolar; 2020 Mars gezginini, Jupiter’in ayı Europa’nın etrafında uçmayı ve Uzay Fırlatma Sistemi ile Orion kapsülü olarak bilinen yolcu taşıyan araçların finanse edilmesi şeklinde, uzay keşif planlarını büyük ölçüde korumaya devam edecek.
Bütçe aynı zamanda, NASA’nın Dünya bilimleri görevinden büyük kesintiler yapılmasını öngörüyor. Bu kesintiler, üç adet planlanmış uydunun parçalara ayrılmasını ve 2015 yılında fırlatılmış bir uyduda bulunan Dünya izleme aygıtlarının finansmanının durdurulmasını içeriyor.
Boulder’da, Colorado Üniversitesi’nde profesör olan iklim bilimcisi Peter Pilewski “bu ameliyatla alma, tam bir nokta atışı“ diyor. Ve Trump yönetiminin kesintilerden elde etmeyi öngördüğü 102 milyon doların, 3 trilyon dolardan fazla olan A.B.D. federal bütçesinin ufacık bir parçası olduğu düşünülürse, gider tasarrufunun bir çözüm olarak görülmesini sorguluyor.
Sunulan bütçenin yok ettiği dört görev ve önemli olma nedenleri şöyle.
Derin Uzay İklimi Gözlemevi (DSCOVR)
İpi çekilme olasılığı olan görevler arasında, şu anda uzayda olan sadece DSCOVR var. Uydu, Dünya ve Güneş arasına park etmiş durumda. Gezegenden yaklaşık 1,6 milyon km uzakta, eşsiz bir gözetleme noktasından, büyüleyici fotoğraflar çekiyor ve emsalsiz detaylarla değişiklikleri kaydediyor.
2016 yılında DSCOVR tarafından çekilmiş fotoğraflardan birinde Ay, Dünya’nın fotoğrafına ortak olunca başlıklarda geniş yer bulmuştu. Fotoğraflar gezegene bakıp ozon, bitki örtüsü, atmosferik aerosoller ve bulut yükseklikleri gibi özellikleri denetlemek için uyduda bulunan EPIC kamera tarafından çekildi.
Evimiz olan gezegenin güzel –ve bilimsel olarak yararlı- fotoğraflarını çekmenin yanı sıra, DSCOVR güneş üzerindeki hareketlilik yüzünden dışarı doğru fırlayan yüklü parçacıkları, yani güneş rüzgarını gözlemliyor.
Bu parçacıklar Dünya’nın manyetik alanı ile çarpıştığı zaman çok güzel auroralar oluşmasına neden olabilir ve - çarpışma yeteri kadar güçlü olursa- elektrik şebekelerinin devre dışı kalmasına neden olacak jeomanyetik fırtınalar oluşturabilirler. Uydunun görevinin bu bölümünün çalışmaya devam edeceği varsayılırken, evimize bakan gözlerinin kapanması bekleniyor.
Atmosferik Araştırma Ulusal Merkezi’nin İklim Analizi bölümünden seçkin ve kıdemli bir bilim insanı olan Kevin Trenberth, çalışan bir uydunun bir kısmının finansmanının kesilmesi kararı karşısında şaşırmış durumda: “Nesneyi zaten yukarı çıkarmışsınız ve zaten işliyor. Ve daha önce görülmemiş muhteşem fotoğraflar ve bilgiler sağlıyor.”
Plankton, Aerosol, Bulut ve Okyanus Çevresi Görevi (PACE)
Gelecek beş, altı yıl içinde başlaması hedeflenen PACE’in, gezegenimizin yüzde 70’inden fazlasını örten derin mavi denizlere göz kulak olması bekleniyor.
Dünya’nın okyanuslarının durumunun gözlenmesi gezegenin iklim değişikliğine nasıl tepki verdiğini anlamak için çok önemli. Örnek olarak, yakılan fosil yakıtlardan açığa çıkan ve atmosfere yayılan karbon çoğunlukla denize geri dönüyor. Burada plankton gibi organizmalar onu enerji ve oksijene dönüştürüyor.
Yörüngede Bulunan Karbon Gözlemevi (OCO-3)
Orijinal yörüngede bulunan Karbon Gözlemevi bir fırlatma kazası sonucu yok olmuştu. Onun yerine geçen OCO-2, 2014 yılından beri Dünya’nın üstünde yüksek bir yerden küresel karbon dioksit seviyelerini gözlemliyor.
Uydu, Dünya yüzeyinden yansıyan güneş ışığının parlaklığını takip ederek, özellikle oksijen ve karbonun emdiği kızılötesi dalga boylarına bakıyor. Ne kadar ışık emildiğini gören bilim insanları, belirlenen bir bölgede ne kadar gaz molekülü olmuş olabileceğini anlayabiliyorlar. Bu şekilde uzaydan atmosferik yoğunluğu yeniden inşa edebiliyorlar ve Dünya’nın atmosferi, toprağı ve okyanusunun birbirleriyle nasıl CO2 değiş tokuşu yaptıklarını daha iyi anlıyorlar.
OCO-2 aracından kalan yedek parçalarla inşa edilen yörüngede bulunan Karbon Gözlemevi 3 (OCO-3), 2018 yılında planlanan fırlatma sonrası Uluslararası Uzay İstasyonu’nun Japon modülüne yerleştirilmek üzere düşünülmüş. NASA’dan alınan bilgiye göre, UUİ bünyesinden “Dünya üzerindeki karbondioksit dağıtımının büyüyen şehir nüfusuyla ve değişen fosil yakıt yanma örüntüleriyle ilgili önemli soruları” araştırılacak.