Bir fotoğrafçının Greenpeace ile yaptığı çalışmalar yirmi yıllık güçlü değişimleri ön sıradan gözlemleme şansı verdi.
Fotoğraf: Christian Åslund ve Norveç Kutup Enstitüsü
Yazar Rachel Brown
Kuzey Kutbunun nefes kesen, yabancı manzaraları insan hayal gücünü her zaman büyülemiştir. Kehanetler ve gizemlerle dolu, bilinen dünya sınırlarının ötesinde bambaşka bir dünya. Ortaçağ coğrafyalarının çok uzak noktaları her geçen yıl daha da fazla keşfediliyor ve kutup meraklısı kaşiflerin yerini turistler, araştırmacılar ve petrol sektörü için arayıcılar alıyor.
Fotoğrafçılık sayesinde dünyayı gezmiş olsa da, 42 yaşındaki Christian Åslund hayatının çoğunu Kuzey Kutbunda bu değişimleri belgelemekle geçirdi. Greenpeace’le neredeyse yirmi yıldır işbirliği içinde olan İsveçli foto muhabir, National Geographic’le fotoğrafçılık, sismik patlama ve bir şeylerin bilinmesinin önemi üzerine konuşmak üzere Stockholm’den iletişime geçti.
Fotoğraf: Christian Åslund ve Norveç Kutup Enstitüsü
Greenpeace için yaptığınız en kayda değer görev hangisiydi?
Svalbard’da yaptığımız buzul karşılaştırması olmalı. Çünkü birçok seviyede çok ilginçti. 1900’lerin başından kalan arşivlere eriştik, fotoğrafçıların nerede olduklarının peşine düştük, çünkü hangi noktadan çekim yaptıklarını bilmiyorduk. Fotoğrafların nerede çekildiklerini bulmamız gerekti, sonra mekana gidip ve bir nevi ayak izlerini takip ettik.
Uzun yıllar geçti. Bunu 2003 yılında çektim. İklim değişikliği çok bilinmiyordu. Konuya olan tavrımız farklıydı. Şimdi neredeyse herkes bunun gerçek bir durum olduğunu biliyor. Aynı yerlere gidip, yeniden çekim yapmak ilginç olurdu.
Fotoğraf: Christian Åslund ve Norveç Kutup Enstitüsü
Greenpeace ile olan çalışmanız iklim değişikliği etkilerini belgeleme konusuna olan ilginizi mi doğurdu?
Hem evet, hem hayır. Norveç’te bulunan Tromsø’da, Kuzey Kutbunun oldukça üstünde yaşıyordum. Bu yüzden iklim bunun bir parçasıydı. Birkaç kez Svalbard’a gitmiştim. Greenpeace’den önce zaten bu konuda çalışıyordum. Bağımsız çalışan biriyim ama 1998 yılından beri Greenpeace ile, farklı sözleşmeli işlerde, hem video, hem film çekimleri için sıkça çalıştım. Kuzey Kutbunda iklimle ilgili çok iş yaptım. Ama, elbette, onlarla bir göreve çıktığımda, işin daha farklı bir seviyede olması gerekiyor.
Kuzey Kutbunda olan şey tüm gezegene yayılıyor. İklim değişikliğinden– seller, doğal afetler ve kuraklık- direkt olarak etkilenmiş ülkeleri de ziyaret ettim. Karşımızdaki en büyük zorluk bu ve daha geç olmadan harekete geçmemiz gerekiyor.
Geçen yaz Kiribati’de ülkenin başkanı ile tanışma şansımız oldu. İklim değişikliğinin gerçek olduğunu biliyor. Gelecekte tahliye etmeleri gerekirse diye Fiji’de toprak satın alıyorlar. Yani iklim değişikliğinin etkilerini bu tarz yerlerde kesinlikle görebiliyorsunuz.
Fotoğraf: Christian Åslund ve Norveç Kutup Enstitüsü
Fotoğrafçılığa nasıl ilgi duymaya başladınız?
Greenpeace ile olan ortak çalışmam bir okul projesi olarak başladı. Bu, mezun olduktan sonra gerçek bir görev almamı sağladı. Fotoğrafçılığın hayatımda büyük bir etkisi oldu. Sevdiğim bir şeyi yapıyorum ve insanların hayatlarına dahil olup, bilgilendirip ve etkileme şansım var.
İklim değişikliği günlük hayatınızı nasıl etkiliyor? Topluluğunuzda nasıl algılanıyor?
Kuzey Kutbuna 20 yıldır gidiyorum ve ilk elden, deniz buzlarının azalması ve buzulların gerilemesiyle, iklim değişikliğinin orayı nasıl etkilediğini gördüm.
Stockholm’de bunu söylemek zor. Özel hayat seviyesinde yaptığınız seçimler mesela – ben iş için çok seyahat ediyorum ama özel hayatımda en az etkiye sebep olacak şekilde tüketimimi azaltabilirim. Bence Stockholm ve İsveç harekete geçiyor ve daha temiz enerji üretmek üzere çalışıyor. Umarım bunu yapabiliriz ve fosil yakıt endüstrisine olan bağımlılığımızı azaltabiliriz. Bence İskandinavya’da sorunun oldukça farkındayız ve elimizden geleni yapıyoruz.
Fotoğraf: Christian Åslund ve Norveç Kutup Enstitüsü
Okuyuculara söylemek istediğiniz son sözler nedir?
Herhangi bir şeyin yapılabilmesi için herkesin iklim değişikliği probleminin farkında olması lazım. Ve bu büyük bir adım.
Bu röportaj uzunluk ve anlaşılabilirlik açısından düzenlenmiştir.