Bu yıl hangi kültürel ve doğal harikalar bu prestijli listeye girdi?
National Geographic Çalışanları Sunar
Her yıl Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Organizasyonu bir araya gelerek, insanlığa üstün değer katmasıyla tanınacak, Dünya Mirası statüsü verilecek yerlere karar veriyor. İnsan yaratıcılığının başyapıtlarından, sıra dışı doğal güzellik sunan manzaralara uzanan bu yerler, dikkatli bir şekilde altı kültürel ve dört doğal kriter üzerinden seçiliyor.
2017 seçimleri zaman, coğrafya ve kültürü kapsıyor. İnsanlık tarihinin en ilgi uyandırıcı bölümlerini ortaya çıkaran kalıntılar, mağara resimleri, dini seremoniler ve vahşi yaşam mabedlerini keşfediyoruz.
Taputapuātea
Polinezya Üçgeni’nin merkezinde bulunan bereketli volkanik ada Ra’iatea’da, ormanlık vadi, lagün ve mercan resifi Taputapuātea alanını oluşturuyor. Şaşırtıcı doğal özelliklerine ek olarak, marae merkezi- politika, merasim ve cenaze merkezi – geleneksel Polinezya ibadetinin kanıtı niteliğinde.
Yolculuk tüyosu: Air Tahiti, Papeete ve Moorea’dan 40 dakikalık, Huahine ve Bora Bora’dan günlük 15 dakikalık uçuşlar sunuyor. Adaya aynı zamanda, daha seyrek işleyen feribot ile de ulaşılabilir.
Fotoğraf Chad Ehlers, Getty Images
Tarihi Ahmadabad Şehri
- yüzyıldan kalma, duvarlarla çevrili Ahmadabad şehri Hindistan’ın Gujarat Eyaletinde bulunan Sabarmati nehrinin doğu kıyısında uzanıyor. Bhadra kalesi, camiler, mezarlar ve Hindu ve Jain tapınaklarıyla sultanlık döneminden kalan mimari miras olarak şöhretlerini koruyorlar.
Yolculuk tüyosu: Ahmadabad’ın en güzel camisi sayılan, girift kumtaşı oymalarıyla ünlü Jama Mescidi’ni (yukarda) ziyaret edin.
Fotoğraf Chris Caldicott/Design Pics, Getty Images
Tarihi Yezd Şehri
İran’ın merkezinde bulunan bu doğu mimarisinde inşa edilmiş şehrin tarihi 5. yüzyıla uzanıyor. Geleneksel hamamları, camileri, sinagogları ve Zerdüşt tapınakları şehre Dār al-ibada, yani Takva Evi adını kazandırmış. Zengin kültürel mirasına ek olarak, şehrin qanat, yani yeraltı su kanallarını kullanımı, insanın çöl doğasına uyum yeteneğinin kanıtıdır.
Fotoğraf Richard I'Anson, Getty Images
İngiliz Göller Bölgesi
İngiltere’nin kuzeybatısında bulunan bu pitoresk manzaralar Buzul Çağından kalan buzullar tarafından şekillendirilmiş. Dağlardaki doğa ve insan yapımı manzaraların birleşimi olan göller, bahçeler, parklar, ve bölgedeki evler bunun ve diğer peyzajın ilk koruma çabalarına ilham kaynağı oldu.
Yolculuk tüyosu: İngiltere’nin en büyük ulusal parkında kalacak yer bulmak oteller, kamp alanları, kütük evler ve yazlık evler sayesinde hiç zor değil. Bölgenin sunduğu birçok görülecek yerden herhangi birini gittiğiniz zaman tutmak yerine, internet üzerinden rezervasyon yaparsanız İngiltere’nin en büyük ulusal parkının korunmasına yardımcı olmuş olursunuz.
Fotoğraf Nick Bodle, UNESCO
Kulangsu
Xiamen şehrinin yakınında bulunan küçük Kulangsu adası, 20. yüzyılın başlarında uluslararası bir topluluğun oluşumuna neden olan Çin-yabancı para birimi değiş tokuşu için önemli bir yerdi. Bu kültürel kaynaşma adada bulunan, içlerinde Geleneksel Fuji tarzı, Klasik Batılı Canlandırma tarzı ve Kolonyal Veranda tarzının da bulunduğu dikkat çekici mimari tarzlarla kendini belli ediyor. Bu tarz birleşimi nihai olarak Amoy Deco tarzı denilen bir akımı etkiledi.
Yolculuk tüyosu: Kulangsu trafiğe kapalı bir ada ve Xiamen şehir merkezinden kısa bir feribot yolculuğu ile erişilebilir.
Fotoğraf Qian Yi, UNESCO
Gelati Manastırı
Orta Gürcistan’da bulunan Gelati Manastırı ve merkezi ülkenin en değerli dini ve kültürel simgelerinden biri. İnşası 1106 yılında başlayan bu yer, on iki ve on dokuzuncu yüzyıllardan kalma mozaik, duvar boyamaları, enameller ve madeni eşya koleksiyonuyla ünlü.
Yolculuk tüyosu: Muhteşem Gürcü ilahilerini dinlemek için Pazar sabahı ayinlerine katılabilirsiniz.
Fotoğraf Jeremy Woodhouse, Getty Images
Sambor Prei Kuk
Sambor Prei Kuk, “ormanın zenginliğindeki tapınak”, 6. yüzyılın sonundan 7. yüzyılın başına kadar Chenla İmparatorluğu’nun başkentiydi. Sekizgen tapınaklar, dekoratif kumtaşı, alınlıklar ve sıra sütunlar Khmer sanat ve mimarisinin Angkor döneminde temellerini oluşturan Angkor öncesi dekoratif tarz örneklerini sunuyor.
Yolculuk tüyosu: Tur operatörleri büyük turist merkezleri Siem Reap’den (tek yön 2-3 saat) ve Phnom Penh’den (tek yön 3-4 saat) günübirlik turlar sunuyor.
Photograph by Sigurd Doeppel, Getty Images
Afrodisias
Adını koruyucu tanrıçası Afrodit’den alan bu antik şehir, M.Ö. 2. yüzyıl ve M.S. 7. yüzyıl arasında Türkiye’de bulunan Yunan ve Roma uygarlıklarının iyi korunmuş tarihlerini sunuyor. Sadece birkaç kilometre uzakta bulunan kaliteli mermer ocakları ve gelişen yerel sanat okulu ile Afrodisias, kültür ve sanat merkezine dönüşmesini sağlayan, bölgede ünlenen mermer heykel geleneğini geliştirdi.
Yolculuk tüyosu: Türkiye’nin güneybatısında bulunan bu bölgeye toplu taşıma kısıtlı olduğu için, Afrodisias’ı arabayla veya İzmir’den (tek yön, 2-3 saat) bir turla ziyaret edin.
Fotoğraf Afrodisias Müzesi, UNESCO
Venedik Savunma Yapıları
Bu alan, Kuzey İtalya ve Doğu Adriyatik Kıyısı’nda 1.000 kilometreden fazla bir bölgeye yayılan üç ülkede, 15 savunma tarzına ev sahipliği yapıyor. Koruma altındaki alanda bulunan güçlendirilmiş şehirler, kaleler ve savunma sistemleri, bölgenin karadan denize tarihi askeri kültürüne örnek teşkil ediyor.
Fotoğraf Palmanova Belediyesi, UNESCO
Kujataa Grönland
Güney Grönland’da bulunan yemyeşil Kujataa bölgesi, Kuzey Kutbu bölgesine ilk çiftçiliğin girişini temsil ediyor. Norveçli avcı-toplayıcılar ve Eskimo avcıları çiftçilik, hayvan otlatma ve deniz memelisi avlamak üzerine bir yaşam alanı oluşturdu. Eskimo ve Grönland kültürü kanıtları, çim kaplı evler, taş et saklama yerleri, avlanma yatakları ve mezarlar dahil, kıyı boyunca bulunabilir.
Yolculuk tüyosu: Geceyarısı Güneş’ini deneyimlemek için Grönland’ı yaz aylarında ziyaret edin.
Fotoğraf Mads Pihl, UNESCO
Karpatlar Kadim Kayın Ağacı Ormanları
Alpler, Karpatlar ve Pireneler’in birkaç izole bölgelesinde beliren Almanya’nın Kadim Kayın Ağacı Ormanları artık 12’den fazla ülkeye yayılmış durumda. Kıta Avrupa’sındaki bu inanılmaz ormanlar, bu özel ağacın farklı iklimler ve diğer koşullara olan dayanıklılık ve toleransını kanıtlıyor.
Yolculuk tüyosu: Eğer zamanınız kısıtlıysa, kolay yürüyüşler ve göller, bataklıklar, ve yüksek ağaçlar arasında bulunan göletler için Berlin’den, Brandenburg Schorfheide-Chorin biyosfer koruma alanında bir gün geçirmeye gidin.
Fotoğraf Nevio Agostini, UNESCO
Strazburg: Grande-île’den Neustadt’a
Strazburg’un tarihi merkezi 1988 yılında tescil edilmiş olmasına rağmen, Neustadt, ya da yeni şehir, alana 2017 yılında eklendi. Haussmann modeli ve Germanik mimari tarzlardan esinlenen şehir planı, Strazburg’a özel.
Yolculuk tüyosu: Tarihi merkezde bulunan Notre-Dame katedrali Avrupa’da bulunan en etkileyici Gotik kiliselerden.
Fotoğraf Hemis/Alamy Stock Photo
Dauria Coğrafyaları
Mongolya ve Rusya Federasyonu arasında paylaşılan Daurian Step bölgesi, eşsiz iklimi sayesinde tür ve ekosistem çeşitliliğine sahip. Çayır, orman, göller, ve bataklık alanlar Beyaz-Enseli turna, Büyük toy kuşu ve milyonlarca hassas göçmen kuşun dahil olduğu nadir hayvan topluluğu cinslerine ev sahipliği yapıyor.
Yolculuk tüyosu: Mongol Daurian Coğrafyası, IUCN Kırmızı Listesinde bulunan birkaç nesli tükenmekte olan cinsin görüldüğü, popüler bir kuş gözlem beldesi.
Fotoğraf Evgeniy Kokukhin, UNESCO
Asmara
Eritre’nin başkenti Asmara, İtalya tarafından yönetildiği zamandan kalma (1889-1941) birçok iyi korunmuş modern binaya ev sahipliği yapıyor. Etiyopya’yla on yıllar boyunca süren çatışmaya rağmen, 400’den fazla olağanüstü örnek ayakta kalmış. Uçan bir uçaktan esinlenmiş, kanatları kolonlarla desteklenmiş Fiat Tagliero servis istasyonundan, şaşalı Impero sinemasına, şehir İtalyan fütürist motiflerini Afrika şartlarına -İtalyan mimarların anavatanlarında denemeye cüret etmeyecekleri şekilde- uyarlanmış birçok cüretkar binayla dolu.
Yolculuk tüyosu: Ülke kültürü her yaz dans performansları, sanat eserleri ve geleneksel köylerin replikaları ile yıllık Eritre Festivali’nde kutlanıyor. Asmara’nın dışına seyahat etmek, diplomatlar için bile kısıtlı.
Fotoğraf Hemis/Alamy Stock Photo
Los Alerces Ulusal Parkı
Neredeyse el değmemiş son Patagonya Ormanları’nın bir kısmını koruyan, And Dağları’nda bulunan bu arazi, birçok yerli ve tehlike altındaki bitki örtüsü ve hayvan türüne ev sahipliği yapıyor. Yıllar içinde buzullaşma ile şekillenen bölgenin berrak gölleri, buzultaşları ve sirk buzulları parkta bulunan farklı ekosistemlerden sadece üçü.
Yolculuk tüyosu: Aerolineas Argentinas, günde bir kere, parkın giriş kapısı görevini gören şehir olan Esquel’e iki buçuk saatlik bir uçuş sunuyor.
Fotoğraf Ricardo Villalba, UNESCO
Hebron/Al-Khalil Eski Şehri
Güney Kudüs’ün Yahudiye tepelerinde, Batı Şeria şehri Hebron, özellikle çekişmeli bir bölge çünkü hem Yahudiler, hem Müslümanlar, Yahudiler tarafından Peygamber ve Ailelerinin Mezarı, ve Müslümanlar tarafından İbrahim Camii olarak adlandırılan aynı yere büyük saygı duyuyorlar. İki yüzbin Filistinli ve birkaç yüz Yahudi yerleşimcinin yaşadığı çok iyi korunan kuşatılmış bölgede sık sık çatışmalar patlak veriyor. Eski şehir 1250 ve 1517 yılları arasında kullanılan kireçtaşı ticaret yollarının kesiştiği noktada kurulmuştu.
Yolculuk tüyosu: Green Olive Tours ile yerel rehberli bir tur deneyin ve ayrılmış şehrin Yahudi ve Arap bölgeleri arasındaki kontrol noktalarından kolaylıkla geçiş yapabilmek için pasaportunuzu unutmayın.
Fotoğraf Asia File/Alamy Stock Photo
Qinghai Hoh Xil
Dünya’nın en büyük ve yüksek platosu olan Qinghai Hoh Xil’in coğrafyası ve yıl boyunca sıfırın altında olan dereceleri, bölgeye özel, eşsiz bitki türleri ve otçul memelileri içeren bir ekosistem yarattı. Bu yaşanmayan Çin’e ait bölge, aynı zamanda, burada bulunan en önemli (ve bölgeye özgü soyu tükenmekte olan) türlerden olan Tibet antilobunun tüm göç yolunu koruyor.
Yolculuk tüyosu: Dünya’nın en yüksek tren yolu olan Tibet Demiryolu, Çin’in Xining şehrinden, Tibet’te Lhasa’ya kadar gidiyor. Yolculuk sırasında bu bölgeden de geçiliyor.
Fotoğraf Xinhua/Getty Images
Mbanza Kongo
Angola’nın Mbanza Kongo şehrinde, Hırıstiyanlığın ve Portekiz’lilerin Orta Afrika’ya girişinden kaynaklı derin değişiklikler Sahra Çölü altı Afrika’sında normalde olandan daha fazla görülüyor. Kongo Krallığı’nın politik ve ruhani başkenti Mbanza Kongo şehri, kraliyet konutu, gelenek mahkemesi ve kraliyet cenaze yerlerinin etrafında gelişti. Portekizliler 15. yüzyılda geldiler ve yerel malzemeler kullanarak Avrupa yöntemleri ile inanılmaz taş binalar inşa ettiler.
Yolculuk tüyosu: Gitmeden önce temel birkaç Portekizce cümle öğrenmeye çalışın.
Fotoğraf Joost De Raeymaeker, UNESCO
Kutsal Okinoshima Adası
Japon takımadaları ve Kore yarım adası arasında yer alan bu kutsal Japon adası, 4. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar olan geleneksel ibadet ritüellerinin gelişiminin kaydını tutuyor. Adanın etrafına serpiştirilmiş arkeolojik alanlar ve mabetler, bölge için önemli bir ticaret rotası olan, adayı çevreleyen suları korumaları için Tanrı’lara bir çağrı görevi görüyordu.
Yolculuk tüyosu: Okinoshima halka açık değil. Kutsal adaya saygılarını sunmak isteyen ziyaretçiler Okitsu-miya Yohaisho’yı ziyaret ederek, Okinoshima’yı uzaktan gözlemleyebilirler.
Fotoğraf Imaki Hidekazu, UNESCO
W-Arly-Pendjari Bölgesi
Sudan-Sahel savanının bu uluslararası uzantısı, Benin, Burkina Faso ve Nijer’in bazı bölgelerini kapsıyor. Otlaklar, çalı bölgeleri, ormanlık savan ve galeri ormanları Batı Afrika savan hattında, risk altında bulunan vahşi yaşam türleri dahil olmak üzere, önemli kara ve su ekosistemlerine ev sahipliği yapıyor. Batı Afrika’nın en geniş fil, çita, leopar ve bölgede yaşayabilen tek aslan nüfusuna ev sahipliği yapıyor.
Yolculuk tüyosu: Benin’de bulunan Pendjari Ulusal Parkında Batı Afrika’nın en iyi vahşi yaşam izleme noktaları bulunuyor. Burada misafirler aslanlar, leoparlar, filler, babunlar ve hipopotamları görebilirler. En iyi ziyaret zamanı Kasım ayından Şubat ayının sonuna kadar süren kuru mevsimin sonuna doğrudur.
Fotoğraf Raquel Maria Carbonell Pagola, Getty Images
Bauhaus
1919 ve 1933 yılları arasında, Bauhaus hareketi genel olarak Rönesans döneminden beri devam eden, kabul görmüş mimari normları şiddetli bir şekilde ters çevirdi. Almanya’da Weimar, Dessau ve Bernau’da bulunan Bauhaus binalarının estetiği, tasarımı ve inşası, 20. yüzyıl mimarisine geniş çapta etkisi olan bir modernist hareketin altyapısının temelini attı.
Yolculuk tüyosu: Bauhaus’un doğum yeri olan Dessau-Rosslau Berlin’den erişimi kolay bir günübirlik gezi güzergahı ancak hareketin en yaratıcı olduğu 1925-1932 yılları arasından kalan en büyük yapı yoğunluğunu tam takdir edebilmek için bir gece kalmalısınız.
Fotoğraf DPA/Alamy Stock Photo
ǂKhomani Kültürel Manzarası
Botsvana ve Namibya sınırında, önceden göçebe olan -bölgedeki son yerli topluluklardan olan- ǂKhomani San insanlarının yaşadığı geniş bir çöl bulunuyor. Bu yerleşim yeri, grubun binlerce yıldır kültürel yaşam tarzı ve Güney Afrika’nın sert iklimine adapte olma yeteneklerini gösteriyor.
Fotoğraf Francois Odendaal Productions, UNESCO
Tarnowskie Góry Kurşun-Gümüş- Çinko Madeni
Güney Polonya’da bulunan yer, yeraltında gizleniyor ve içinde madencilik zengini bölgeyi ve yenilikler tarihini barındırıyor. 19. yüzyıl buharlı su pompası istasyonu madenlerden gelen istenmeyen suyu kasabalar ve sanayi için kullanılabilir kılıyor. Tarnowskie Góry küresel kurşun ve çinko üretimine önemli derecede katkıda bulunuyordu.
Yolculuk tüyosu: Turistler yeraltına inmeden önce orada bulunan etkileşimli müzeyi inceleyerek madenciliğin nasıl işlediğini öğrenebilirler.
Fotoğraf Mikołaj Gospodarek, UNESCO
Kabul Ediliş Katedrali ve Sviyazhsk Manastırı
İpek Yolu ve Volga yolunun kesişme noktasında, 1551 yılında Çar Korkunç Ivan, Sviyazhsk’ı Volga nehrinin orta bölümündeki ilk Ortodoks şehir olmak üzere, bir kale olarak kurdu. Taş Kabul Ediliş Katedrali on yıl sonra inşa edildi. Katedralin büyüleyici freskleri, Aziz Christopher’ın Dünya’daki at kafalı tek freski de dahil olmak üzere, Doğu Ortodoks duvar boyamalarının en nadir örneklerinden.
Yolculuk tüyosu: Kolay bir günübirlik gezi. Bir feribot turistleri Kazan Nehir limanından direkt olarak Sviyazhsk’a tek yön iki saat olacak şekilde götürüyor. Ancak sadece yaz aylarında işliyor.
Fotoğraf Dmitrii Karpov, UNESCO
Valongo Rıhtımı
1811 yılından itibaren, bir milyona yakın esir edilmiş Afrikalı, Rio De Janeiro’da bulunan - kölelerin Brezilya’ya giriş yaptığı en büyük noktanın kalıntısı olan- eski taş rıhtımdan Güney Amerika’ya geldiler. Mekan, ilk rıhtımdan kalma yer kaplamaları dahil olmak üzere birkaç arkeolojik katmandan oluşuyor ve “İnsanlık tarihinin en vahşi dönemlerinden birine tanıklık” olarak nitelendiriliyor.
Yolculuk tüyosu: My Porto Maravilha sergi merkezi, Valongo Rıhtımı da dahil olmak üzere, liman bölgesinde rehberli turlar sunuyor.
Fotoğraf Mauro Pimentel, Getty Images
Mağaralar ve Swabian Jura’da Buz Çağı Sanatı
Dünya’nın en eski figüratif sanat eserlerine ev sahipliği yapan güney Almanya’daki altı mağara, 43.000 yıl önce, insanların Avrupa’ya ilk geldikleri zaman yaptıkları nesneleri ön plana çıkarıyor. Buz çağında oyulmuş heykelcikler, müzik aletleri ve kişisel süslemeler modern sanatın kaynak hikayesini sunuyor.
Yolculuk tüyosu: Kış aylarında bazı mağaralar kapalı veya kısaltılmış programları olduğu için mağaraları ziyaret için en iyi zaman yaz ayları.
Fotoğraf C.J. Kind, UNESCO